25 Haziran 2012 Pazartesi

Allah Herşeyi Bilir Ve Görür

İnsanlar Allah’ı, O’nun dilemesi dışında göremezler. Göremedikleri için de, insanların bir kısmı çoğu zaman gaflete düşer ve Allah’ın kendilerini görmediği zannına kapılırlar. Oysaki Allah kainattaki her olayı en ince ayrıntısına kadar görür ve bilir. Bu gerçek bir ayette şöyle haber verilmektedir:
Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, Latif olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 103)
İnsan her nerede olursa olsun Allah mutlaka onunla birliktedir. Şu anda da Allah, sizin bu satırları okuduğunuzu görüyor ve neler düşündüğünüzü biliyor. Her nereye giderseniz gidin, her ne yaparsanız yapın bu gerçek değişmeyecektir. Allah, insanları her yerde gördüğünü Kuran’da şöyle haber verir:
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahitler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61) Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir. (Hadid Suresi, 4)
Bu gerçeğin bilincinde olan mümin, her zaman için kendisini Allah’a teslim etmeli, O’nun himayesine sığınmalı, O’ndan korkmalı ve başka hiçbir şeyden korkmamalıdır. Allah’ın, Hz. Musa (as) ve Hz. Harun (as)’a verdiği emir, tüm müminler için yol göstericidir. Ayette şöyle buyrulmaktadır:
Dedi ki: “Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum. (Taha Suresi, 46)

Allah’a Gönülden Teslim Olan Müthiş Bir Güven İçindedir
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Görmüyor musun ki size ayetlerinden bazısını göstermesi için gemiler Allah’ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir.” “Ben götürüyorum” diyor Allah gemileri. “Hiç şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.” (Lokman Suresi, 31) Bakın hep sabretmek. Sabırla biz güzel ahlaka kavuşuyoruz. Cennet ahlakı, cennet kişiliği sabırla oluşuyor. “Çok şükreden” bir de sürekli Allah’a hamd etmek verdiği nimetlere. Geçen gün de bu sayfayı açmıştık, aynı sayfa çıkmış maşaAllah. “Kim ihsanda bulunan biri olarak yüzünü kendini Allah’a teslim ederse artık gerçekten o kopmayan bir kulba yapışmıştır.” (Lokman Suresi, 21) Uhretul vuska. Habdullahul metin. Allah’ın kopmaz koparılmaz ipi. Kuran’a sıkı sıkıya sarıldığında, İslam’a sıkı sıkıya sarıldığında insan müthiş bir güvendedir. Müthiş bir rahatlıktadır; ruhen de bedenen de. Ama bunu en mükemmel şekilde yapmak lazım… Bakın diyor ki Cenab-ı Allah, “bir kulba yapışmıştır”. Dokunmuştur demiyor Allah, “yapışmak” sıkı sıkıya sarılmak.Kuran’a çok sıkı sarılmak lazım… Diyor ki mesela vesveselerim var, sıkıntılarım var, şu var. Demek ki sadece dokunuyorsun, sarıldığında bunlar olmaz. Yani sıkı sıkıya sarılıyorsa, bunlar olmaz. “Biz onları az bir şey ve zaman olarak yararlandırırız. Sonra onları ağır bir azaba katlandırırız.” Yani insanlar böyle gezip tozmak, yemek içmekle Allah’ın onları bıraktığını zannediyorlar. Hâlbuki Allah onları bırakmıyor, Allah onları imtihan ediyor. Kendinden uzaksa, Kuran’dan uzaksa, o geçici bir nimet gibi görünüyor ama onu aleyhine olmuş oluyor. Onu daha cehenneme yaklaştıran, daha azap çekmesine sebep olan bir vesile olmuş oluyor. (Adnan Oktar’ın KocaeliTV röportajından, 30 Ekim 2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder